'OYUNCULUĞUN DEĞİL ROLÜN SINIRI VARDIR!'

Sıra dışı rollerin başarılı oyuncusu Demet Evgar, mutluluk için sadece zor sahneleri canlandırmayı değil oyunculuğu bile bırakabileceğini açıkladı. Evgar bir yandan da ‘oyunculukta sınırlar’ tartışmasına başka bir açılım getirdi.



Aynı anda iki tiyatro oyunu ve iki dizide oynayan, yanı sıra bir deMahsun Kırmızıgül’ün ‘Güneşi Gördüm’ filmindeki performansıyla beğeni toplayan Demet Evgar’la, Osman Sınav’ın yeni dizisi ‘Masumlar’ın setinde buluştuk. Özgü Namal
ve Kenan Ece ile aynı seti paylaşan Evgar, oyunculuğa dair ilginç açıklamalarda bulundu. Hollywood yıldızı Julia Roberts’ın “Üç çocuk annesiyim açık-saçık sahnelerde oynamam” sözlerini mantıklı
bulduğunu belirten Evgar,mutluluk söz konusu olduğunda erotik sahnelerde asla oynamayacağını hatta oyunculuğu bile bırakabileceğini açıkladı. Evgar, şimdiye dek çeşitli filmlerde cesaret gerektiren sahnelerde oynamıştı.

Dizilerde oynamayacağınızı söylüyordunuz ama şu an iki dizide birden rol alıyorsunuz...
Evet dizi çekmeyi istemiyordum. Ama dizilerle daha çok insana ulaşıyorsunuz. Televizyonda çok dengesiz bir düzen var. Bir işin iyi olması, o işin devametmesi için yeterli olmayabilir. Bunu ‘Erkekler Ağlamaz’da gördüm. O, devam etmesi gereken bir projeydi. Bitmesine çok üzüldüm. Zaten çok dizi çeken bir oyuncu değilim. ‘Bir Kadın Bir Erkek’ Türkmax’ta devamediyor. ‘Masumlar’ dizisi için Osman Sınav beni ikna etti. Osman Abi’nin sinemacı olması nedeniyle projeye daha sıcak baktım. Birlikte sinema tadını yakalamaya çalışıyoruz.

Titizliğiniz tiyatro kökenli oluşunuzdan mı kaynaklanıyor?
Hayır. “Tiyatrocular” diye bir kategori açmamak lazım. Oyuncu oyuncudur. Ama daha kalıcı şeyler yapmayı hedeflemekten kaynaklanan istekler oluyor. Ben kalıcılığın peşindeyim. İki tiyatro oyunum var. Kenter Tiyatrosu’nda. Dile kolay, iki oyun, iki dizi. Bu arada bir de sinema filmi çektim. Gerçekten gönlünüzce istediğiniz şeyi yapınca hayat size zaman açıyor. Çalışmak beni dinç tutuyor, dinlendiriyor. Çalışmayınca yorgun hissediyorum.

Derinlikli rolleri seviyorsunuz!
Evet, derinlikli rolleri seviyorum. Masumlar dizisindeki rolümde öyle. Geçmişinde fırtınalar yaşamış birini oynuyorum. Hayatın zorluklarını kızıyla örtmeye etmeye çalışan, kızı için kariyer yapan biri. Mutluluk peşinde koşan birisi de değil. Peşinde koşulacak bir şey de ğilmutluluk zaten. Arada aşk var, aşk bazı şeyleri kontrolden çıkarabiliyor ve mutsuzluk getirebiliyor hayatta. Ama benimdizide canlandırdığım kadın, küçük yaşlarda demlenmeye mahkumolmuş biri. Acılarını demlemiş bir kadın.

Pavyon şarkıcısı annenizi Hatice Aslan oynuyor, o rolü siz oynar mıydınız?
Hatice’ninki çok güzel bir rol. Ben bir sinema filminde pavyon şarkıcısını oynamayı istiyorum. Aslında çok bilinen bir hikayeyi Osman Sınav farklı ve özel bir dille anlatıyor. Herkes masum burada. Kötü kadın, iyi kadın yok. Önüne geçilemez duygulardan bahsediliyor. Vicdanıyla hep önüne geçmeye çalışıyor. Ortada bir zaaf kullanma savaşı
yok. Adındaki gibi masumlar. Seyirci arada kalacak.

Gerçek hayatta çok görülen bir durum mu bu?

Olmaz olurmu. Aşık olduğu kişinin geçmişinde bilmediği bir çok şeyi vardır. Herkesin yaşayabileceği veya yaşanırsa ne olur, “Ben ne yapardım” diye düşüneceği bir durum. Belki de bunu izlemek insana cazip geliyor.

Güneşi Gördüm’de, ‘Beyza’nın Kadınları’, ‘Banyo’ gibi filmlerde oynadığınız sıra dışı karakterlerden farklı, halkın içinden bir karakteri oynadınız? Projeleri değerlendirirken çeşitleme mi yapıyorsunuz?
Hayır, Güneşi Gördüm’deki de benim için çok sıra dışı bir karakterdi. Kendimden uzak olan şeyleri oynamayı seviyorum. Çünkü o rolü kendi içinizde bulduğunuzda oynayabiliyorsunuz. Hayatta, kendi içimde kendime ait ne kadar şey bulursam o kadar mutlu oluyorum. Böylece yaşamadan kendime dair bir çok şeyi keşfetmiş olurum. O yüzden insanların beş yılda yaşayabileceği bir durumu kısa zamanda yaşayabiliriz biz. Oyuncuysanız, hayatınızı riske atmadan kendi içinizde yakalayıp kendinize dair bir çok şeyin farkına varabilirsiniz. Hayatı, ‘farkında olmak’ anlayışı üzerine kuruyorsanız tabii. İnsanın hayatta en çok istediği şey mutlu olmaktır. Ama bunun için mutluluğu seçmek gerekir. Seçerseniz konumunuz, durumunuz ne olursa olsun mutlusunuzdur. Mutluluk amaç olmamalı, eğer amaç olursa mutlu olamazsınız. Mutluluk durumdur.

Güneşi Gördüm festivallere de katılacak. Bu filmle yurt dışına açılabilirmisiniz?
Tabii umutluyum. Ben orada çok severek oynadım. Artık Türkiye’de iyi filmler çekiliyor.

“Oyuncunun bir yılı bazen beş yıla bedel olur” dediniz ya ‘Güneşi Gördüm’ kaç yıla bedel bir tecrübe oldu?“Bir ömür” diyelim. Hiç aklıma gelmeyecek duygular, hayatın bana getirmeyeceği bir sürü şey yaşadım.

Sinemada her rolü oyanayabilirsiniz. Peki dizilerde de oynarmısınız?
Kesinlikle ayırıyorum. Televizyon seyircisi, o karakterin gerçek olduğuna inanıyor. Hergün evlere giriyorsunuz. Bir de bizde şöyle bir durum var. Dünyadaki diziler 30-40 dakikada bitiyor. Bizde 110 dakikaya kadar çıkıyor. Tekrarlarıyla birlikte dizi üç saat sürüyor. İnsanların beyni uyuşuyor, hayattan kopuyor. Yılbaşı kutluyorsun orada da yılbaşı kutlanıyor. Onlar da sizinle beraber yaşıyor sanki.

Hayli cesur bir oyuncusunuz. Peki oyunculuğunuzun sınırları var mı?Oyunculuğun değil rolün sınırı vardır. Oyuncunun asıl amacı kendi hayatındaki farkındalığını zorlamaktır. O hep bir adım öteye gitmeye programlıdır. Tiyatroda da öyledir. Her gün aynı oyunda bir şey yakalamak, keşfetmek istersin. Eğer konu çıplaklıksa orada öyle bir an vardır ki izleyicinin görmez ama ama oyuncunun ruhu büyük yaralar alabilir. Siz bedenden, etten bahsediyorsunuz. Bedenin, fani olduğu bu dünyada önemi yok. oluyor.